23 Mart 2011 Çarşamba

Katniss Yaşar Diyorsanız 23 yazıp 3252'ye SMS atın

Açlık Oyunları
Açlık Oyunları Üçlemesi 1
Orijinal: The Hunger Games
Yazar: Suzanne Collins
Basım: Pegasus

Kitap çıkalı uzun zaman oldu. 2012’de film olacak. Başrolde oynayacak kişi belli oldu.Bu gelişme, kitapları aklımıza getirdi. İlk kitaptan biraz bahsedelim dedik. Önce tanıtım:

Diktatörlükle yönetilen bir ülkede, patronun kim olduğunu hatırlatmak için her sene 12-18 yaşları arasındaki gençler arasından kurayla seçilen bir kız, bir de erkek; tek bir kazananın olduğu, ölümüne bir oyuna sokuluyor. Oyun televizyondan yayınlanıyor. 12 Mıntıka'dan toplam 24 Haraç var. Başkentteki (Capitol'deki) insanlar bunu severek izliyor. Mıntıkalarsa açlıkla mücadele ediyor. Kazanırsanız bu, mıntıkanız için bir sene rahatlık; sizin içinse, sonsuz şöhret ve zenginlik anlamına geliyor.

Kitap, eski yunanda gerçekleştirilen benzer bir oyundan ve reyting uğruna, gerçekmiş gibi olanla gerçekleri bir arada vererek, izleyicileri duyarsızlaştıran TV kanallarının şiddet içerikli programlarından esinlenilerek yazılmış.

Henüz çekim öncesi hazırlıkları devam eden filmin baş rolünü Jennifer Lawrence kaptı. 90 doğumlu Lawrence, 16 yaşındaki Katniss Everdeen'i canlandıracak. Filmin Alacakaranlık-vari bir çılgınlık yaratacağı düşünüldüğünden rol, hem JLaw için hem filmi yapan Lionsgate şirketi için bir dönüm noktası olabilir.

Winter's Bone ile Oscar'a aday olan JLaw


Çaylak, beni seriyle tanıştıran kişi. O günden beri kitap ve filmle ilgili şeyleri onunla tartışırız. Burada da böyle bir yöntemle kitabı anlatalım dedik. Yöntem gereği, spoiler vermiş olabiliriz. Bilginize.

Ogu
Çaylak, başrol seçimini nasıl buldun?

Çaylak
Beğenmedim şahsen. Kız hiç aç kalmış gibi görünmüyor.

Ogu
Ben beğendim, ama zayıflaması gerekebilir haklısın. Şimdi Çaylak, beni seriyle tanıştıran sen olduğundan sen başla kitabı yorumlamaya.

Çaylak
Açıkçası ben anlatılan tüm distopik unsurları romanın belli bir yerine gelinceye kadar pek yadırgamadım. Karakterler hikayeye uygundu fakat gerçek insan zannedilecek kadar gerçekçi sayılmazlardı. Hikayenin ilk bölümlerinde sıkılmadım diyemem, haraçlara bir imaj çalışması yapılıyor, bu kısımlar bana göre değildi.

Ogu
Bana sorarsan hikaye ikinci bölümden sonra hiç ilginçliğini kaybetmiyordu. İmaj hazırlayıp popstar gibi sundukları gençlerden birbirlerini öldürmeleri isteniyor, bu çok hastalıklı bir durum.

Çaylak
Evet bu ve benzer nedenlerden ötürü kitapta sözü geçen sistemin mimarlarına karşı bir kin oluştu içimde. Capitol’e çok gıcık oldum.

Ogu
Hikaye boyunca hissettiğin bir çeşit gerilim vardı. Rahatsız eden bir yanı vardı kitabın. Tüm anlatılanların gerçek olabileceği ve durumun vahşeti okurken insanı bir derece daha uyanık tutuyordu. Durum rahatsızlık vericiydi ama okur olarak bunu sevdik.

Çaylak
Zaten hep bir “hiç kimseye güvenemeyiz.” hissi vardı. Başkarakter Katniss için bu oyunlardan da öncesine gidiyordu. Mıntıkaların durumu da öyleydi. Yani o gerilim ve tekinsizlik durumu mıntıka halkı üzerinde hep vardı. O hayatın doğal bir elementiymiş gibi.

Ogu
Sanırım hikaye o element sayesinde bir yerlere geldi. Capitol halkı da garipti. Şimdilerin tikicanlarının psikopatlaşmış halleri gibilerdi. Kendilerine sunuluş biçimlerine göre kanlı ölümleri rahatça benimseyip, eğlence olarak görebiliyorlardı.

Çaylak
Bohem adamlar, çocuk bile yapmıyorlar doğru dürüst.

Ogu
Her şey ambalaj ve görüntü ile anlam kazanıyor hayatlarında. Capitol ve mıntıka halkları arasındaki ayrımın, şimdinin Zengin-fakir arası uçurumuna bir gönderme olduğunu düşünebiliriz. Bir taraf gereğinden fazla şeye sahipken, diğer taraflar açlıkla mücadele ediyor. Bu şimdinin dünyasında da var fakat, Capitol insanlarının daha uç bir farkında olmayışlılık seviyesinde olduğu söylenebilir.

Çaylak
Açlığın yanında, o kadar teknoloji olmasına rağmen mıntıkadakiler, eski çağlardaymış gibi yaşıyorlardı. Mahrumlardı birçok şeyden. Beni en çok etkileyen şeylerden biri de, Açlık Oyunları’nın galipleriydi. İlk kitapta fazla öne çıkmasa da, galiplerin aslında katil olmalarına rağmen Capitol halkınca çok sevilip, takdir görmeleriydi.

Ogu
Bununla yaşamanın zorlukları da anlatılıyordu.

Çaylak
Kazanmak kaybetmek pek fark etmiyordu, evet.

Ogu
Ya öl, ya öldür. Oyunlar ve Oyun Kurucular başka seçenek bırakmıyordu.

Çaylak
Canımı en çok sıkan şey, başkahramanın gönül işleriydi.

Ogu
Bence dozundaydı. Hem son günlerde aşk üçgeni olmayan gençlik kitabı yok gibi bir şey. Romantizm beni hiç baymadı. Özellikle işin içine TV girdiği için, olayların farklı boyut kazanması oldukça enteresandı. Zaten Katniss ülkenin durumundan dolayı aşk meşk işlerine sıcak bakmıyordu.

Çaylak
Üçgen fazla uzadı bence, Peeta ve Gale'den birini seçecekti işte. Diğer karakterlerden de bahsedelim, Katniss’in kardeşi çok iyimserdi, Annesi de…

Ogu
Fazla ayrıntıya girmeyelim. Genel olarak ne söyleyebiliriz?

Çaylak
Annesinin mal olduğunu söyleyebiliriz hacı.

Ogu
:))

Çaylak.
Hiç boş karakter yoktu. Her karakterin bir görevi vardı, yazarın laf olsun diye koyduğu bir karakter var mıydı hatırlamıyorum.

Boş karakter yoktu evet. Kitap bu kadar TV'ye eleştiride bulunurken, yazarın kitabının filme aktarılmasına izin vermesi de garip gelmişti doğrusu. Daha sonra kitapta hissettiğimiz o gerilimi, Testere veya Hostel filmleri gibi kana bulanmadan, tekinsiz beklenti hissine yoğunlaşarak anlatacaklarını okudum. Bakalım, kıyamet kopmazsa izleyeceğiz. Kitabın, filmi ve boku çıkmadan kitabı okumanız için yaklaşık 1 yılınız var. Sonra, popülerliğinden tiksinti duyabilirsiniz. Bizden söylemesi.

Satın alma linki: Onu da kendiniz bulun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder